top of page
My Pick:
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.

Altın Tozuyla Hayatını Parlatan Frida KAHLO!

  • nulladergi
  • 19 Haz 2015
  • 3 dakikada okunur

Frida KAHLO

Altın tozuyla hayatını parlatan kadın Frida Kahlo

Popülerligin getirdigi Frida Kahlo’nun yanı sıra acılı hayat öyküsüne sahip Frida Kahlo’dan ne kadar etkilendigimi söyleyerek yazıma baslamak istiyorum. Herkesin bildigi gibi başındaki çiçeklerle bir sürü otoportresi bulunan çiçek gibi bir kadın Frida. Asıl dogum tarihi 6 Temmuz 1907 olan fakat Meksika devriminin gerceklestigi tarihi (7 Temmuz 1910) dogum tarihi olarak kabul etmiştir. O zamanın kadınlarına göre aykırı giyinmiş, partilerde içkiler içip, birçok kez eylemlere katılmıştır.

Pablo Picasso’nun Diego’ya dediği “Ne sen, ne Derain ne de ben Frida gibi güzel yüzler çizmeyi bilmiyoruz.” diye bakacak olursak olaya Frida’ya haksızlık edecegimizi düsünüyorum. Biraz onun acılı fakat hep gülmesine sebep olan hayatından bahsedecegim. Cocuklugunda gecirdigi hastalık onun bir bacagının sakat kalmasına ve ‘tahta bacak Frida’ diye anılmasına sebep olmuştur. Gencliginde gecirdigi otobüs kazasıysa ‘bir daha yürüyecek mi’ sorusuna doktorların ölmemesi su anda tek istegimiz diye cevap verdirten bir kaza. Fakat kaza sırasında vücuduna dökülen altın tozu eminim ki hayatında ona sans getiren olaylardan biridir. 32 kez ameliyat gecirmis ve sonunda yatagına kavusmustur. Babasının ona özenle yaptıgı karyola ve annesininde tavana astıgı ayna sayesinde otoportlerini yapmaya baslamıstır.

Kendisininde dedigi gibi; "Hep kendi portremi çiziyorum, çünkü çoğu zaman o kadar yalnızım ki, en iyi kendimi tanıyorum"

Bunlar ona sadece fiziksel kayıplar verdiren kötü olaylar gibi görünse de aslında hayatına yön cizen, dış dünyasından alıp iç dünyasına veren, çizdigi otoportrelerle öz yasam öyküsü yazdıran olaylardan birkac tanesidir demek bence kesin nokta konulacak cümlelerden biri olurdu. Topallayarak büyük askı Diego’ya gidip “Tombul! Resimlerime bakar mısın para kazanmak istiyorum!” demesi hayatının kabul edilen bir dönüm noktası olmustur.

Diego sayesinde tanınmak istedigi cevreye girip, partilere katılmış ve herkesi kendine hayran bırakmıstır Frida. Diego’nun gecmisinin pek ic acıcı olmamasına ragmen (2 evlillik ve bir sürü cocuk) onunla büyük bir ask yasamıstır. Ve Diego’nun ücüncü Frida’nın ise ilk evliligi sonunda gerceklesmistir. Evliliğinde pek çok kez aldatılmış ve aldatmıştır.

Evlilikleri bir fil ile güvercinin evliligi diye dile getirilmistir.

Gecirdigi kazadan dolayı cocuk sahibi olamayan frida birkac kez düşük yapmıstır.

“Başıma gelen en iyi şey acı çekmeye alışmam.”

Frida’nın büyük askı Diego, Frida’yı New York’a Nelson Rockfeller'in şirket merkezinin duvarına bir pano hazırlama işi aldıgı icin götürmüştür. Duvara Lenin resmi cizdiği icin Rockfeller Diego’ya çok sinirlenmiştir ve resmini yaptığı duvarı kırdırtmıştır.(Diego freskleriyle ünlüydü.) Bunun üzerine Diego ve Frida geri dönünce evlerini bir süre ayırma kararı almışlardır. Diego’nun Frida’yı öz kardesiyle aldatmasının ardından da tamamen ayrılma kararı alırlar. Uzun bir süre resim yapmayan Frida tekrar resim yapmaya basladıgında acısını da resimlerine yansıtmıstır.




Bosandıktan sonra eskiden yaptıgı kendini ciceklerle süsledigi otoportrelerden vazgecen Frida, siyah uzun saclarını kesip kendisini bir takım elbise icinde cizmistir. Yasadıgı acıları hep resimlerine yansıtmıstır ve bosanmasının ardından kadınlıktan vazgectim gibi betimlemeler yapmıstır.

Diego’ya olan öfkesine ragmen Diego’nun California’ya gittigini polislere söylemedigi icin 2 gün hapis yatmıstır. Büyük askları bu sekilde bitmemistir. Diego ile tekrardan (San Francisco’da) gölde evlenmislerdir.

Frida artık hastalıgı bayagı ilerledigi icin yataktan cıkamamaya baslamıstır. Buna ragmen yattıgı yerden resimlerini yapmaya devam eden Frida eserlerinde hep kendi psikolojisinin derinlerine inip duygusal resimler yapmıstır. Kangren oldugu icin ilk bastan parmaklarını, sonra ayagını ve en sonunda da bacagını kaybeden Frida cektigi acılardan cok bacagını kaybetmesinden etkilenip bircok kez intihar girisiminde bulunmustur.

Onun iç dünyasını yazarak anlatmaya calıstıgı günlüğünde bir cok kez bacagı kesildikten sonra kendini tek bacaklı resmedip ‘PARCALANDIM’ yazmıstır.

bandajlı ülserli ayak.


“Ayaklarım, uçmak için kanatlarım varken size ne ihtiyacım var.”

Daha önceleri New York ve Paris’te sergi acan fakat Meksika’da sergi açmak en büyük hayali olan Frida 1953’te acmıs oldugu sergiye gidemeyecek kadar hastalanmıştır. Doktorlar yataktan cıkmasına izin vermediği için Frida sergi alanına yatagını tasıtmıstır ve bu şekilde de Meksika’daki ilk sergisine katılabilmiştir. Kendine yakısır bir sekilde gelenlerle ickiler icip, espiriler yapmıstır. Cektigi acıyı en büyük hayalinin mutluluguna kaptırmıstır.

Ölmeden önce yaptığı son eser ise “Yaşasın Yaşam” adlı toblo olmuştur. 13 temmuz 1954’te Akciger damar tıkanılıgından ölen Frida ölmeden önce şöyle bir not yazmıştır;”çıkıs yolunun güzel olacagını ve asla geri dönmeyecegimi umarım”

Bu kadar güçlü bir kadına hayranlık beslememek elde değil. 70’lerin sonunda Herrera’nın yazdığı kitap sayesinde sahip cıkılmıstır Frida’ya (o zamanların feminist yazarları). Günümüzde ise bircok ressamı etkileyen ve büyük bir saygı duyulan unutulmaz kadın Frida Kahlo.

Umuyorum ki gittiği yerden geri dönmek istemeyecek kadar mutludur.

 
 
 

Comments


Bizi Takip Edin!
YAKINDA YAYINDAYIZ!

YAKINDA YAYINDAYIZ!

Düşüncelerinizi özgürce yazabildiğiniz, gündemi takip ederken tarihini hatırlayan, doğaya saygılı, kültürlü gençlerimiz gönüllü yazarlığa sende başvur!

Frida KAHLO!

Frida KAHLO!

Altın tozuyla hayatını parlatan kadın.

Kostarika

Kostarika

Orta Amerika'nın İsviçresi

ANI(İ)

ANI(İ)

İnsan bir kokudan ağlayabilir mi hiç? Üstelik şekerli, iştah açıcı bir koku burnunu direğini sızlatıp ince ince ağlatabilir mi insanı?

bottom of page